Bağışıklık Sisteminizin Gizli Düşmanı: Lenf Kanseri

 Birkaç hafta sonra koltuk altlarınızda dolgunluk hissettiniz. Dokununca boynunuzdakilere misal olduğunu düşündünüz. İşler ağır, fırsat bulunca doktora göstereyim dediniz. Haftalar sonra iç çamaşırınızı giyerken kasıklarınızda emsal şişlikleri gördünüz. Doktora başvurdunuz. Muayenede doktor lenfoma olabileceğini söyledi. Pekala, nedir bu lenfoma? 

En özet tarifi ile lenfoma lenf bezi kanseridir. Lenf bezleri tüm bedenimizde yaygın olarak bulunur. Bağışıklık sistemimizin bir modülü olarak bedenimizi korur. İltihap, mikrobik hastalık, kanser üzere birçok hastalıkta büyüme gösterir. Maalesef bazen bu büyüme reaksiyonel nedenle olmaz, olağan düşü hücrelerin (kanser hücrelerinin) istilası sonucu olur.

Lenfoma hematoloji uzmanlarının tetkik, tedavi ve takip ettiği bir hastalıktır. Lakin, örnek hastada olduğu üzere şikâyetleri olan hasta dâhiliye yahut cerrahi doktoruna başvurabilir. 

Uzun Mühlet Geçmeyen Kaşıntılar En Büyük Belirtisi  

Hastanın şikâyetleri ortasında ‘B semptomları’ dediğimiz ateş, zayıflama, gece terlemesi de bulunabilir. Lenf bezleri beden dışından fark edilebileceği üzere, beden boşluklarında da gözle görülmeden büyüyebilir. Göğüs boşluğunda lenfoma nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı yapabilir. Karın boşluğunda kabızlık, karın ağrısı hatta böbreklerden idrar atılımını engelleyerek böbrek bozukluğu dahi ortaya çıkarabilir. Baş ağrısı, şuur bulanıklıkları, sara nöbetleri, felçler lenfoma nedeniyle gelişebilir. Deride geçmeyen bir döküntü bile lenfoma tutulumu olabilir. Kimi hastalarda uzun müddet geçmeyen kaşıntı şikâyeti aslında lenfoma hastalığının bir sonucudur. 

Muayenede yapılan kan testleri yayılmış bir lenfomada bile büsbütün olağan olabilir. Maalesef olağan kan testleri lenfoma olması mümkünlüğünü dışlamaz. Lenfoma tanısı için kuşkulu lenf bezinin cerrahi olarak çıkarılması amaçlanır. Birtakım hastalarda bu mümkün olmayabilir. O vakit radyoloji uzmanları tarafınca kalın biyopsi iğneleri ile örnekler alınır. Kemik iliği biyopisi de lenfoma teşhisini koydurabilir. Yalnızca muayene, kan tetkiki yahut görüntüleme sistemi ile lenfoma kesin tanısı konulamaz. Çıkarılan lenf bezinin patoloji uzmanınca incelenerek kesin lenfoma tanısı konulur, lenfomanın tipi belirlenir. Tipin tam olarak belirlenebilmesi için tedavi için çok kıymetlidir. Günümüzün çağdaş kanser tedavisi gayeye yönelik yolda ilerlediği için tam ve kesin teşhis çok değerlidir. 

Tanı konulunca PET-BT, MRG,BT, kemik iliği biyopsisi ile evreleme yapılır. Lenfomanın tipine, özelliklerine, yaygınlığına nazaran kemoterapi içeriği ve mühleti belirlenir. En değerli bir öbür belirteç hastanın durumudur. Hastanın yaşı, mevcut hastalıkları, kalp, böbrek, karaciğer ve akciğer işlevleri tedavi seçiminde çok değerlidir. 

‘Tüm Hastaların Güzelleşme Bahtı Vardır’

Dr. Öğr. Üyesi Serkan Ocakçı kelamlarına şu biçimde devam etti: Yaşlı, düşkün, organ yetmezliği olması; ilerlemiş, geç teşhis almış olması, bu hasta tedavi alamaz dedirtmez. Tüm hastaların düzgünleşme bahtı vardır. Bu baht ek sorunu olmayan, genç, erken teşhis almış hastalarda daha yüksektir. Birinci teşhis tetkikleri, teşhis sonrası tedavi planlaması vakit alıp ıstırap yaratabilse de birçok hasta daha birinci tedaviden sonra kendilerini daha yeterli hissetmeye başlar. Büyümüş lenf bezleri küçülür. Eşlik eden halsizlik, iştahsızlık, ağrı, terleme üzere şikâyetler geçer. İlaçların kimileri saç döker ancak dökülen saçlar daha sonra tekrar çıkar. Başka kanserlerde olduğu üzere şiddetli bulantı, kusma, yemek yememe lenfoma tedavilerinde enderdir. Tedaviler 2-4 haftada bir ayaktan kemoterapi ünitelerinde yapılır. Birtakım lenfoma tipleri yatırılarak daha uzun günlerde, daha ağır tedavi edilir. O tiplerde de düzgünleşme beklentisi yüksektir.

Çaresizlik, dehşet, ümidini kaybetmek yerine dünyada bu tanıyı almış, tedavi olmuş ve olağan hayatlarına dönmüş çok sayıda insanın olduğunu bilerek uğraş etmek gerekir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı