Mevlana Celaleddin-i Rumi vefatının 751'inci Yılında Ege Üniversitesinde anıldı

Ege Üniversitesi(EÜ) Birgivi İlahiyat Fakültesi tarafından Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin 751’inci vuslat yıl dönümü hasebiyle EÜ Kültür Sanat Evi’nde “Şeb-i Arus - Vuslatın 751. Yılında Mevlana” başlıklı panel gerçekleştirildi. Aktifliğe; EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, EÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Moderatörlüğünü Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Kısım Lideri Prof. Dr. Himmet Konur’un yaptığı panelde konuşmacı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Hamide Ulupınar, EÜ Birgivi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Kolu Lideri Dr. Öğr. Üyesi Nuriye İnci yer aldı.

Etkinlik, Hafız Eray Çakmak tarafından gerçekleştirilen Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Akabinde, EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Tasavvuf Müziği Topluluğu, Arş. Gör. Yakup Selim Şenel idaresinde tasavvuf müziği dinletisi gerçekleştirildi.

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, “Öncelikle, herkese Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak’ın selam ve hürmetlerini iletiyorum. Hz. Mevlana, söylenmesi gereken pek çok şeyi Mesnevi yapıtında bizlere iletmiştir. Şeb-i Arus, her sene ülkemizin çeşitli noktalarında anılıyor ve bu vesile ile Hz. Mevlana’nın fikirleri, hisleri ve fikirleri bizlere iletiliyor. Bizler de Ege Üniversitesi olarak bu aktiflikte Mevlana’yı anıyoruz. Panelin düzenlenmesinde emeği geçen tüm hocalarımıza ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.

“Bizi medeniyetin ön saflarına taşıyan kişi Mevlana’dır”

Panel moderatörü Prof. Dr. Himmet Konur, “Geriye dönüp baktığımızda biz insanlık tarihinde medeniyet yarışında daima ileride olduğumuzu görürüz. Bugün istek ettiğimiz yerde değilsek de o yarıştan hiçbir vakit kopmadık, yeniden yarışa devam ediyoruz ve ön sıralarda yer alabilmek için de elimizden geldiğince gayret sarf ediyoruz. O günlerde bizi medeniyetin ön saflarına taşıyan en değerli şahsiyetlerden birisidir Mevlana. Münasebetiyle onun, bizim inşa edecek olduğumuz medeniyetin temellerinde kıymetli bir yeri vardır” diye konuştu.

Mevlana’nın hayatını çeşitli görüşlerinin ideolojisiyle anlatan Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, “Kendi hayat kıssasını üç söze sığdıran Mevlana, ‘Ömrümün özeti üç sözden fazla değil; hamdım, piştim, yandım’ demiştir. Bu üç söz aslında onun hayat öyküsünü, tasavvufi olgunluğunu, manevi kemalini anlatmaya yetiyor.”  dedi.

“Mevlana dinin dinamik özünü bize tanıtır”

Dr. Öğretim Üyesi Nuriye İnci, “Şüphesiz Mevlana üzere şahsiyetlerin iletilerinin çağları aşarak bugüne ulaşmasının nedeni; onların insan, kainat ve Allah ortasındaki ilgiyi özgür bir biçimde yorumlayabilmeleri ve söylediklerini insanların ortak hissiyatına dayandırmayı başarabilmeleridir. Başka yandan Mevlana’nın, dini, yalnızca kalıplarıyla değil sahiden dinamik özüyle de bizlere tanıtmış olması kıymetli bir yönüdür” diye söyledi.

Mevlevi geleneğinde kıymetli bir yeri olan ‘semâ’nın, içerisinde birçok manayı barındıran bir zikir olduğunu belirten Prof. Dr. Hamide Ulupınar, “Mevlana, zamanında belirli bir icra planına bağlı olarak değil de daha çok doğaçlama üslupta semâlar yapılmıştır. Mevlana, ahenkli bir ses işittiğinde, hoş bir name duyduğunda yahut dini toplantılarda semâ etmiştir yani zikretmeye başlamıştır. Sema, Mevleviliğe ilişkin bir ibadet çeşidi ve zikirdir” dedi.

Panelin sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan tarafından Prof. Dr. Himmet Konur, Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, Prof. Dr. Hamide Ulupınar, Dr. Öğr. Üyesi Nuriye İnci, Arş. Gör. Yakup Selim Şenel’e teşekkür dokümanı takdim edildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı